Kudüs Günü, izzetin zillete üstünlük günü

Mübarek Ramazan ayının son Cuma günü, İran İslam cumhuriyetinin kurucusu Rahmetli İmam Humeyni –ra- tarafından Dünya Kudüs Günü olarak ilan edilmesi üzerinden 41 sene geçiyor.
İmam Humeyni, bir dini lider olarak her daim önemli
kararlarında dini öğretilerini dikkate alırdı. İran İslam Cumhuriyeti
Kurucusu hem Filistin ve hem Arap ülkelerinin, korsan Siyonist rejim
karşısında uygun bir durumda değilken Dünya Kudüs Günü’nü ilan etti.
Arap
ülkeleri, Siyonist rejim karşısında peşe peşe yenilgilerinin ardından
pratikte Pan Arabizm’den geri adım atarak, Siyonist rejim ve
destekçileri karşısında pes etmişlerdi. Filistin de, dünya genelinde
pek desteklenmiyordu ve Arap ülkeleri Siyonist rejim ile uzlaşma yoluna
gitmişti.
Rahmetli İmam Humeyni’nin mübarek Ramazan ayının son
cumasını Kudüs Günü olarak ilan etmesi, durumu yavaş yavaş değiştirdi.
İmam Humeyni, Arap yöneticilerinin aksine Filistin ülküsünün yaşatılması
ayrıca emperyalizm ve Siyonist rejimden korkmamak için Müslüman
milletler ve kitleleri muhatap aldı.
Bu düşünce doğrultusunda,
Filistin İslami Direniş, İslami Cihat hareketleri ve Lübnan Hizbullah
hareketi gibi halk tabanlı muhtelif hareketler kuruldu. Halk tabanlı
hareketlerin kurulmasıyla, Siyonist rejim karşısında direniş başladı.
Bu
direniş, korsan ırkçı rejim askerlerinin Lübnan’ın güneyinden 25 mayıs
2000 tarihinde zillet içinde geri çekilmesi, Arap kamuoyunda İsrail
ordusunun yenilmezlik efsanesinin kırılması, direniş adıyla Batı Asya’da
bölgesel yeni aktörün ortaya çıkması ve bölgesel güç denkleminin açık
şekilde direnişin lehine değişmesi gibi büyük ve önemli kazanımları
beraberinde getirmiştir. Bugün Batı Asya’da güvenlik düzeni, geçen 40
seneye göre köklü şekilde değişmiştir.
Bu kazanımlar, İslam
Cumhuriyeti Kurucusu Rahmetli İmam Humeyni’nin mübarek Ramazan ayının
son Cuma gününü Dünya Kudüs Günü olarak ilan etmesinden sonra elde
edildi. Kudüs Günü, Filistin meselesinin unutulmasına engel olarak,
yaşatılmasına ve direnişin şekillenmesine sebebiyet verdi.
Kudüs Günü
her olaydan daha ziyade, Batı’nın insan hakları iddialarının boş
olduğunu kanıtladı, çünkü Siyonist rejimin Filistinlilere işlediği karşı
geniş çaplı cinayetleri karşısında susan Batılı ülkeler özellikle
ABD’deki Trump yönetimi Siyonist rejimin çıkarları doğrultusunda hareket
ederek, bu cinayetleri desteklemiş oldular.
Batı Asya bölgesinde
uzlaşma diplomasiyle, işgal altındaki Filistin topraklarında Siyonist
rejimin güvenlik alanındaki endişe ve kaygılarına son verilecekti, ancak
Dünya Kudüs Günü gibi girişimler, işgal rejiminin güvenlik ile ilgili
endişelerinin geçen 40 seneye göre kat kat artmasına sebep oldu, çünkü
bugün Siyonist rejimin direniş gruplarına karşı savaş süresi 48 saate
kadar gerilemiştir.
Bazı Arap yöneticileri, iktidarlarını korumak
için Siyonist rejim ile ilişkilerini normalleştirmeye ve ABD’nin
desteğini kazanmaya doğru açık şekilde adım atmakta olsalar da, Siyonist
rejim, ciddi biçimde direniş hareketleri ve halk grupları ve
kitlelerinden korku ve endişe duymaktadır.
Batı Asya uzmanlarından
Muhammed Ali Mühtedi, “Kudüs Günü’nün önemi kadar, gerek düşmanlar,
gerek bölgede başkalarına bağımlı rejimler tarafından, Kudüs’e karşı
düşmanlık artmaktadır.” diye değerlendirme bulunuyor
Dünya Kudüs
Günü, izzetin zillete üstünlük günüdür ve küresel emperyalizm ve dünya
Siyonizm’in de korktuğu şey işte bu üstünlük ve zaferdir.