Suudi dışişleri bakanı Suriye’deki yenilgiyi kabul etti

Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan, El Arabiye kanalına verdiği demeçte, dolaylı olarak Suriye’deki yenilgiyi kabul edip BAE ile ihtilaflara da değindi.
Suudi Arabistan’ın dış politikadaki yaklaşımına son iki yıldaki değişimler sıkça eşlik etti. 2015 yılında Muhammed bin Selman’ın iktidara gelmesinin ardından Suudi Arabistan’ın bölgesel politikası saldırganlaşmıştı. Bin Salman’ın düşüncesi, saldırgan bir bölgesel politika ile Suudi Arabistan’ı ilk bölgesel güç haline getirebileceği yönündeydi. Buna dayanarak Yemen’e saldırmış, Katar ve İran ile ilişkileri kesmiş, Suudi Arabistan’ın Türkiye ile ilişkileri de gerginleştirmişti. 6 yıl sonra Bin Selman, saldırgan bölgesel politikasından vazgeçmesinin bölgesel güçlerin ve aktörlerin Suudi Arabistan’a karşı uzlaşmasına yol açacağını anladı. Bu nedenle Suudi bölgesel politikasında değişiklikler gündeme geldi ve Riyad bölge ülkeleriyle uzlaşmaya yöneldi. Katar ve Türkiye ile ilişkiler yeniden tesis edildi, İran ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi için görüşmelere başlandı ve Suriye’deki resmi yönetimin devrilmesi politikası da gündemden çıkarıldı. Suudi Arabistan, BAE gibi Suriye ile ilişkilerini tam olarak düzeltmese de Şam yönetimini değiştirmedeki başarısızlığı anladı ve bu durumun böyle devam ettirilemeyeceğini kabullendi.
Geçtiğimiz günlerde analitik-haber yayını “Economist”, Suudi Arabistan’ın bölgesel taraflara yönelik dış politikasındaki değişime ilişkin bir haber yayınlamış ve şöyle yazmıştı: “Riyad, bölge ülkeleri ile düşmanlık yapmak ve bölge yönetimleri ve rejimlerini devirmeye çalışma stratejisinden, örneğin, Suriye ve Yemen’de olduğu stratejilerinden, bir uzlaşma stratejisine yön değiştirmiştir. Yenilgiyi kabul etmek genellikle zordur ama Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan’ın açıklamaları, Riyad’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a yönelik politikalarının başarısızlığına işaret ediyor. Suudi Arabistan, Suriye’de yenilgiyi kabul etmesine rağmen, Şam’ın Arap Birliği’ne katılmasına engel olmaya devam edilişi bu durumu biraz da muğlak bir hale büründürmüştür. Suudi Arabistan, Suriye’nin Arap kimliğini manipüle etmeye ve bunu Suriye ile farklılıkları azaltmak için bir gerekçe olarak kullanmaya çalışıyor, ancak Riyad, Suriye’deki iktidar yönetimiyle hâlâ anlaşmazlık içinde olduğu da söyleyebilir. . Faysal bin Farhan, bu konuda Şam yönetiminin Arap ülkelerinin kucağına dönmesine ilişkin şunları söyledi:” Henüz bunun için çok erken olsa da, Suriye’nin Arap ülkelerinin kucağına dönmesi için görüşmeler yapılıyor.”
Suudi Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarındaki bir diğer nokta da BAE ile ilişkilerde ihtilafların kabul edilmesidir. Daha önce Wall Street Journal, Fars Körfezi ülkelerinden yetkililerin bu gazeteye verdiği haberde, BAE Devlet Başkanı “Muhammed bin Zayed Al-i Nahyan” ve “Muhammed bin Salman”ın ev sahipliğinde düzenlenen törenlere katılmadığını bildirdi. Birleşik Arap Emirlikleri ile Suudi Arabistan arasında şu anda genişlemekte olan karşılıklı kasıtlı bir ihtilaf hareketinden söz etmek ve boşlukların var olduğundan konuşmak mümkün. Şimdi Faysal bin Farhan, BAE ile anlaşmazlığı teyit eder ifadeler kullanmaktadır, ancak farklılıkların ve ihtilafların ciddiyetini abartılı bulunuyor. Bin Farhan, bu konuda, ülkesinin BAE ile ilişkilerinde farklılıklar olduğu yönündeki haberlerin “abartılı” olduğunu söyledi. Görünüşe göre Suudi Arabistan ile BAE arasındaki çekişme, iki ülke arasındaki yabancı yatırımı çekme rekabeti, küresel petrol piyasalarında artan nüfuz ve ayrıca Yemen’deki savaşın yönü konusundaki farklılıklar da dahil olmak üzere üç alandadır.